Swayambhunath Stupa (Maymunlar Tapınağı)
Dünyaca ünlü ve kocaman Budist Tapınağı olan Swayambhunath Stupa (Maymunlar Tapınağı) görkemli
ve gösterişli bir tapınaktır ve Kathmandu’dır.
Bouddhanath Tapınağı’dan sonraki en büyük Budist Tapınağıdır ve Tibetli budistlerin
her an uğrak yeridir. M.Ö. 5. yüzyılda yapımına başlandığı bilinen Maymunlar
Tapınağı zamanla hem hindular hem de budistler tarafından inşası
tamamlanmıştır. Bundan dolayı hindular da ibadet için tapınağa ziyarette
bulunurlar. Kutsal maymunların da yaşadığı yerdir. Tapınak Kathmandu’nun yüksek bir tepesine kurulmuştur.
İki girişi vardır. Bir tanesi 365 basamaklı merdivenin tırmanıldığı giriş
diğeri de arabayla çıkılan giriştir. Tapınakta sizi Bouddhanath
Tapınağı’nda olduğu gibi altın kaplama üzerine yapılan Buda’nın gözleriyle
burnu karşılar. Aslında o burun bizim gördüğümüz burun değildir Budizmde. O
burun bütünlüğü temsil eder. Merdivenlerden sonraki alanda Budist manastırla
beraber restorantlar, oteller, alışveriş yerleri vardır. Ayrıca Kathmandu
şehrinin muhteşem manzarasını da yukarıdan seyredebilirsiniz.
Swayambhunath'da maymunla şapka mücadelesi
Kathmandu’da
ilk gün Swayambhunath Stupa’ya (Maymunlar Tapınağı) gittik. Orada özellikle maymunları
göreceğim için çok heyecanlıydım. Çevreyi de görmek amacıyla yürüyerek gitmeye
karar verdik. Thamel’den maymunlar tapınağına yürüme mesafesi oldukça fazlaydı
ancak Kathmandu’nun Thamel dışında kalan ara sokaklarını, yaşam alanlarını
merak ediyordum. Uzun bir yürüyüşten sonra tapınağa vardık. Tapınağa çıkan uzun
merdivenleri görünce eyvah buraya mı çıkacağız dedim. Merdivenlerin sonu yok
gibiydi. Dinlene dinlene merdivenleri çıktık ve maymunları görünce bütün
yorgunluğum gitti. Fotoğraf makinama sarılıp ard arda fotoğraflarını
çektim. Ama beklediğimden az maymun
vardı biraz hayal kırıklığına uğradım. Rehberimiz Suman aşağıda daha fazlası
var dedi. Yukarıdan Kathmandu’nun manzarasını izledik, tapınak içindeki müzeyi
gezdik. Oldukça büyük bir tapınaktı ve görülecek çok şey vardı içeride. Maymunların
yoğun olduğu yere geldiğimizde annelerinin kucağında o küçük buruşuk suratlı
bebek maymunları görünce sevinçten çıldırdım. Şimdiye dek hiç yavru maymun
görmemiştim. İri iri kahverengi gözleri vardı ve şaşkın, ürkek yüz ifadeleri.
Maymunlar bir havuza atlayıp yüzüyorlardı. Onlara özel bir havuz gibiydi bu
havuz. Onları daha yakından fotoğraflayabilmek için ben de havuzun kenarına
indim ve orada bebek maymunları, havuzda yüzen maymunları fotoğraflamaya
başladım. Tam bu sırada yukarıdan bir
yerden başımın üzerine bir maymun atladı. Hiç beklemediğim bir şeydi ve çığlığı
bastım. Başımdaki şapkayı almaya çalıştı ben de elimi şapkama attım ve şapkayı
alamadan üzerimden atladı. O kadar çabuk olmuştu ki her şey hangi maymundu
göremedim bile. Yukarıda maymunları izleyen kalabalık gruptan uğultu şeklinde kahkahalar
yükseldi. Hepsi bana gülüyordu…
Muzlarımıza el koydular
Tapınaktan dönüşte yolda yemek için muz aldık. Muzların bir kısmını yedik kalan
muzları rehberimiz Suman bir torba içinde elinde taşıyordu. Tapınağın etrafını da görmek
için çevresinden dolanıyorduk. Karşımıza bir maymun çıktı ve Suman o sırada
telaşlandı. Muzları vereyim mi, muzları vereyim mi diyerek telaş içinde bize
baktı. Ver gitsin dedik. Muzları maymunun
önüne attı. Maymun torbadaki muzların neredeyse hepsini ağzına doldurdu
ve oradan uzaklaştı. Sonra bir anne maymun sırtında yavrusu ile geldiler, Torbada
kalan artıkları yediler. Biz onları izlerken, Suman eğer o torbayı vermeseydik
maymunun bize saldırabileceğini anlatıyordu. Buralarda elinde muz torbasıyla
dolaşmak tehlikeli olabiliyormuş.
Kültür gezileri, trekking, kişiye özel tur seçenekleri, Everest First Base Camp, Annapurna First Base Camp, Poon Hill ile dünyanın çatısına yolculuk yapın.